LAGIOKE.COM

Situs lagioke.com didirikan pada tanggal 12 Desember 2014. Awalnya situs ini menggunakan subdomain Blogspot 2011 silam, namun setelah banyak pertimbangan akhirnya ditahun 2014 berubah menjadi domain TLD.

Situs lagioke.com awalnya membahas tentang tutorial Blog, namun karena sudah banyak Blog-blog berbau tutorial maka situs ini beralih topik tentang informasi unik, menarik, dll.

SITUS LAINNYA
Admin lagioke.com, aktif juga dibeberapa Blog antara lain : blog.lagioke.com dan theme.lagioke.com
logoblog

Melez Yeni Koyun Tipleri

Melez Yeni Koyun Tipleri 


Yapağı Verim Yönlü Tipler Türkiye dokuma endüstrisinin gereksinim duyduğu nitelikli yapağıyı karşılamak üzere uygulanan merinoslaştırma çalışmaları sonucunda elde edilmişlerdir. Bu tiplerin başlıcaları; Karacabey Merinosu (Türk Merinosu), Malya koyunu, Anadolu Merinosu ve Konya Merinosu (Orta Anadolu Merinosu)'dur. Yapağı verim yönlü tiplerin genel özellikleri şunlardır; • Yapağıları gerek nicelik gerekse nitelik açısından yerli koyunlardan üstündür. • Vücut, baş ve ayaklar beyazdır. Kuyruklar, Malya dışında ince ve uzundur. • Yerli ırklara göre daha hızlı gelişirler, canlı ağırlıkları yerlilerden yüksektir. • Malya dışında, yağlı kuyruklu yerli ırkları doğal olarak aşma yeteneğine sahip değillerdir. • Tiplerde merinos genotipi düzeyine bağlı olarak özellikle Orta Anadolu koşullarına uyum zorlukları gözlenir. 

Melezleme Çalışmaları

Melezleme Çalışmaları

Melezleme Çalışmaları

Saf yetiştirme ve seleksiyonla sağlanabilecek genetik ilerlemenin sınırlı olduğu görüşünün genel bir kabul olduğunun ortaya çıkması, Türkiye koyun ırklarının ıslahında melezleme çalışmalarının ağırlığını artırmıştır. Melezleme çalışmalarında, daha çok çevirme ve birleştirme (kombinasyon) melezlemesinden yararlanılarak yapağı, et-yapağı ve süt verim yönlü birçok yeni koyun tipleri oluşturulmuş ya da oluşturulmaya çalışılmaktadır 
(Düzgüneş ve Pekel, 1973; Pekel ve ark, 1973; Yalçın ve ark, 1977; Sönmez ve ark., 1975; Yalçın, 1979; Özder ve ark., 1996; Kaymakçı ve Taşkın, 1998, Kaymakçı ve ark, 2002; Kaymakçı ve ark., 2006; Akçapınar, 2000; TİGEM, 2008; BDUTAE, 2008; Tekin ve ark, 2000; Ceyhan ve ark, 2007; Özcan, 1975; Sönmez ve ark, 1975; Eliçin ve ark, 1989; Ertuğrul ve ark, 1989; Kaymakçı ve ark, 1999; Kaymakçı ve ark, 1999). 

Türkiye Ziraat Fakülteleri’nin Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı işletmelerde birçok yeni koyun tipleri oluşturulmuştur. Bununla birlikte, özellikle 1980’li yıllardan sonra Türkiye’de egemen olan yeni-liberal ekonomi politikaları, kamunun koyun ıslahı çalışmalarını olumsuz etkilemiştir. Koyun tiplerinin oluşturulduğu kamu tarım işletmeleri, günümüzde özelleştirme ya da kiralama kapsamına alındığı için görevlerini yapamaz durumuna getirilmişlerdir. Örneğin İç Batı Anadolu eşiği için Denizli–Acıpayam Tarım İşletmesi’nde oluşturulan Acıpayam tipi Orta Anadolu’ya götürülmüştür. Tahirova ve Türkgeldi tipleri, İnanlı Tarım İşletmesi’nin özelleştirmeleri nedeniyle Karacabey Tarım İşletmesine aktarılmıştır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na bağlı Beydere– Manisa’da koyunculuk şubesinin kapatılması ve yaklaşık 3000 dekar arazinin özelleştirilmesiyle, burada elde edilen Sönmez tipi dağıtılmıştır. Koyun yetiştiricileri ekonomik açıdan olduğu kadar, damızlık açısından da tam sahipsiz konuma getirilmiştir Çevirme ve birleştirme melezlemesi ile yeni tiplerin elde edilmesi çalışmalarının yanında, kullanma melezlemesi yönünde yapılmış birçok çalışma da vardır (Gönül, 1974; Akçapınar, 1975; Anonim, 1996; Kaymakçı ve ark, 1996; Emsen ve ark, 2007).

Melezleme Çalışmaları Koyunlar

Melezleme Çalışmaları Koyunlar



Diğer melezleme çalışmalarını iki grup altında toplamak olasıdır. Birinci grup, etçi tip oluşturma amacıyla düzenlenen çalışmalardır. Bu gruptaki çalışmaların ilki, 1970’li yılların başlarında Türkgeldi Tarım İşletmesi ve İnanlı Tarım İşletmesi’nde gerçekleştirilen Texel x Kıvırcık melezlemesidir (Özcan, 1975; Sönmez ve ark, 1975). 

Ancak, Texel ırkı ve melezlerinin hastalıklara, özellikle kan parazitlerine duyarlı olması nedeniyle anılan araştırmalar sürdürülememiştir. Daha sonraları, yine yerli koyunların etçilik özelliklerinin ıslahı amacıyla 1986 yılında kültür ırkları ithal edilmiştir. Çalışmalarda, yerli ırklar etçi ırklarla melezlenmiş, ancak yeni tiplerin elde edilmesi için daha ileri düzeydeki melezlemeler ile tip sabitleştirilmesi etkinlikleri yürütülememiştir. Ön çalışmalarda, Gökhöyük Tarım İşletmesi’nde B. Leicester x Karayaka, Alpaslan Tarım İşletmesi’nde Lincoln x Morkaraman, Bala Tarım İşletmesi’nde Dorset Down x Akkaraman, Ulaş Tarım İşletmesi’nde Hampshire Down x Akkaraman, Çayır Mera ve Zootekni Araştırma Enstitüsü’nde Ile de France x Akkaraman ve Ile de France x Anadolu Merinosu, Acıpayam Tarım İşletmesi’nde Alman Siyah Başlı x Ramlıç ve Alman Siyah Başlı x Acıpayam melezleme çalışmaları yapılmıştır (Eliçin ve ark, 1989; Ertuğrul ve ark, 1989; Kaymakçı ve ark, 1999). 

Bu çalışmaları, Bandırma Marmara Hayvancılık Araştırma Enstitüsü ile Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Araştırma Enstitüsü’nde sürdürüldüğü bilinmektedir. İkinci grup çalışmalar ise, kasaplık kuzu üretimine yönelik çalışmalardır. Bu amaçla, uygun genotiplerin belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmaların ise otuz beş yılı geçen geçmişi vardır. Acıpayam Tarım İşletmesi’nde özelleştirmeden önceki yıllarda Dağlıç koyunları, Sakız koçlarıyla çiftleştirilerek sütlü melez anaçlar elde edilmiş, bu anaçlar Ile de France, Merinos ve Malya tipi koçlara verilerek kasaplık kuzu üretimi olanakları araştırılmıştır (Gönül, 1974). Bir araştırmada ise Karacabey ve Konya Merinoslarının kimi etçi ırkların koçlarıyla ikili kullanma melezlemesine uygun anaç soyların niteliğinde olduğu gösterilmiştir (Akçapınar, 1975). 

Diğer yönden, bir özel firmanın Avustralya’dan Suffolk etçi soyu ile B. Leicester x Merinos melez anaçlar getirerek kasaplık kuzu üretimi çalışmalarına başlamış olduğu da bildirilmektedir (Anonim, 1996; Kaymakçı ve ark, 1996). Son yıllarda ise öne çıkan melezleme çalışmalarından birisi ise Romanov’a dayalı ıslah çalışmalarıdır (Emsen ve ark, 2007). Anılan çalışmalarda Romanov koçları, İvesi, Morkaraman, Tuj, Akkaraman, Kangal ve Kıvırcık koyunlarıyla melezlenmektedir. 

Çukurova Koyunu

Çukurova Koyunu


Sakız koçları ile İvesi koyunları çiftleştirilmiş elde edilen F1 dölleri ve G1’ler elde edilmiştir. G1 ile F2 bireyleri kendi arasında çiftleştirilerek Çukurova tipi oluşturulmuştur. Tipin genetik yapısı; %62.4 Sakız ve %37.5 İvesi dir (Özcan, 1990). 

Bafra Koyunu

Bafra Koyunu


Sakız ırkı koçlar ile Karayaka koyunlarının geriye melezlemesi sonucunda elde edilmiştir. Genotip olarak %75 Sakız ve %25 Karayaka’dır. Doğumda kuzu sayısı 100 koyuna göre 178 dir. Kuzuların 90. ve 180. gün canlı ağırlıkları sırasıyla; 23, 33 kg dır. Ergin yaş canlı ağırlığı 62 kg dir. Bafra tipinin ortalama yapağı ağırlığı 2.2 kg, yapağı inceliği 35 mikrondur. Gökhöyük Tarım İşletmesi’nde sonuçlandırılmış bir çalışmadır. Bu tipin elde edildiği bölge dışında İç ve Doğu Anadolu ile Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirilebileceği belirtilmektedir.  

Türkgeldi Koyunu

Türkgeldi Koyunu 


Türkgeldi tipini oluşturmak üzere, Tahirova koçları, Türkgeldi Kıvırcığı koyunlara verilerek F1'ler, F1 dişiler yeniden Tahirova ile çiftleştirilerek TAG1 (Tahirova birinci geriye melez) döller elde edilmektedir. Bunların kendi aralarında çiftleştirilmesi ve seleksiyonuyla Türkgeldi koyunları oluşturulmaktadır. Bu tip %75 Tahirova + % 25 Kıvırcık genotipi içermektedir. Doğumda kuzu sayısı 1.40–1.50’dir. Poliöstrik bir özellik taşıması istenir. Çiftleşme mevsimi uzunluğu 200–220 gündür. Dördüncü ay ağırlığı 30–35 kg'dır. Canlı ağırlık koyunlarda 40-50 kg, koçlarda 70-80 kg'dır. Laktasyon süresi 180-200 gün’dür. Laktasyon süt verimi 150–180 kg'dır. Yapağı verimi 2.5-3.0 kg'dır. Türkgeldi koyunu, Türkgeldi Tarım İşletmesi’nde elde edilmiştir. Ancak, Türkgeldi tipleri daha sonra İnanlı Tarım İşletmesi’ne getirilmiş, bu çiftliğin de özelleştirilmesiyle bu tip Tahirova tipiyle birlikte Karacabey Tarım İşletmesine aktarılmıştır.

Tahirova Koyunu

Tahirova Koyunu 


Tahirova, Doğu Friz x Kıvırcık birleştirme (kombinasyon) melezlenmesiyle oluşturulmuştur. Tip, % 75 Doğu Friz + % 25 Kıvırcık genotipi içermektedir. Doğumda kuzu sayısı 1.60–1.80'dir. Kuzuların doğum ağırlığı 4.0–4.5 kg'dır. Üçüncü ay canlı ağırlığı 28–30 kg kadardır. Ergin yaş canlı ağırlığı koyunlarda 55–60 kg, koçlarda 80–90 kg'dır. Laktasyon süresi 200-240 gün, laktasyon süt verimi 250-300 kg'dır. Birörnek yapağı verir ve ölü kıl içermez. Tahirova Tarım İşletmesi'nde oluşturulmuştur. Tahirova tipi, Güney Marmara, Trakya ile Ege Bölgesi'nde yerli koyunların ıslahında ve yeni koyun tiplerinin elde edilmesinde başarıyla kullanılmaktadır. Anılan yörelerde yaklaşık 300–500 bin arasında değişen Tahirova melezi koyun vardır. Tahirova tipi, elde edildiği Tahirova Tarım İşletmesi’nden önce İnanlı, daha sonra Karacabey Tarım İşletmesine götürülmüştür.

Süt ve Döl Verim Yönlü Tipler Koyun

Süt ve Döl Verim Yönlü Tipler Koyun 


Süt ve döl verim yönlü tipler özellikle Batı Anadolu koşulları için oluşturulmuştur. Bunların başlıcaları; Tahirova, Sönmez, Acıpayam ve Türkgeldi tipleridir. Orta Karadeniz, İç ve Doğu Anadolu ile Akdeniz Bölgeleri için de elde edildiği belirtilen Bafra koyunu vardır. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından geliştirilen Çukurova koyunu da geliştirilmiştir. Süt ve döl verim yönlü tiplerin genel özellikleri şunlardır; • Genelde süt ve döl (et) verim yönlü tiplerdir, ancak aynı zamanda kuzu eti üretimi için uygun ana ve baba soylar olma özelliğine de sahiptirler. • Erken yaşta damızlıkta kullanılabilirler. • Verim güçleri (süt, döl, yapağı) yerli ırklara göre en az 2-3 kat daha fazladır. • Oluşturuldukları bölgelerin iklim ve çevre koşullarına uyum yetenekleri yüksektir. • Kimileri örneğin Acıpayam tipi yağlı kuyruklu yerli koyunları doğal olarak aşabilir. • Büyük sürü koyunculuğundan daha çok küçük sürü koyunculuğuna ve aile tipi koyunculuğa uygun özellik gösterirler. 

Konya Merinosu

Konya Merinosu



Konya Merinosu, G2 ve G3 düzeyindeki Alman Et Merinosu x Akkaraman melezi koyun ve koçların kendi aralarında çiftleştirilmesiyle elde edilmişlerdir. Orta Anadolu Merinosu olarak da adlandırılmaktadır. Bu tiplerde merinos genotipi % 85'in üstündedir. Doğumda kuzu sayısı 1.45'dir. Kuzularda doğum ağırlığı 4.5-5.0 kg arasında değişir. Canlı ağırlık ortalaması 55–60 kg'dır. Laktasyon süt verimi 40-50 kg, laktasyon süresi 140-150 gün’dür. Kirli yapağı verimi ortalaması 3.7 kg'dır. Lüle uzunluğu 7–9 cm'dir. Sortimanı 60– 64'S’dir. Konya Tarım İşletmesi'nde geliştirilmiştir. Akkaramanların ıslahında ve saf yetiştirme amacıyla kullanılmaktadır. 

Anadolu Merinosu

Anadolu Merinosu 


Alman Et Merinosları ile Akkaramanların melezlenmesiyle elde edilmişlerdir. Bu tip, % 75–80 Merinos genotipi taşır. Doğumda kuzu sayısı yaklaşık 1.20'dir. Doğum ağırlığı 4.5–4.7 kg ve sütten kesim ağırlığı 19.3–19.6 kg arasında değişir. Canlı ağırlık ortalaması 50–60 kg'dır. Laktasyon süresi 120 gün civarındadır. Laktasyon süt verimi ise ortalama 70 kg'dır ve bu miktar 30–100 kg arasında değişir. Kirli yapağı verimi 3–3.5 kg düzeyindedir. Yapağı inceliği 22 mikrondur. Orta Anadolu’da Gözlü Tarım İşletmesi'nde oluşturulmuştur. Akkaramanların ıslahında kullanılmakta ve saf yetiştiriciliği yapılmaktadır. 

Malya Koyunu

Malya Koyunu 


Alman-Et Merinosları’nın Akkaraman koyunlarıyla birleştirme (kombinasyon) melezlemesi yöntemiyle oluşturulmuşlardır. Bu amaçla önce Merinos x Akkaraman birinci geriye melez döller (G1) elde edilmiştir. G1'lerin dişileri, vücut yapıları oldukça iri, yapağı ve döl verimi üstün Akkaraman koçlarına verilerek % 35-40 düzeyinde merinos genotipi taşıyan yarım yağlı kuyruklu Malya tipleri oluşturulmuştur. Doğumda kuzu sayısı 1.10'dur. Canlı ağırlık ortalama 45–50 kg'dır. Gelişme hızı Akkaraman'ın üstündedir. Kirli yapağı verimi 2.4–2.8 kg arasında değişir. Yapağı inceliği 26-28 mikrondur. Orta Anadolu'da Malya Tarım İşletmesi'nde elde edilmiştir. Malya tipinin geçmişte Akkaramanların ıslahında kullanıldığı bildirilmektedir.

Karacabey Merinosu

Karacabey Merinosu 


Alman-Et Merinosları ile Kıvırcık koyunlarının çevirme melezlemesi yöntemiyle çiftleştirilmesi sonucu elde edilmişlerdir. Yaklaşık % 90–95 Merinos genotipi taşırlar. İkizlik oranı % 10-20'dir. Kuzuların gelişme hızı Kıvırcık’ın üzerindedir. Canlı ağırlık ortalama 50– 55 kg'dır. Kirli yapağı verimi 3–3.5 kg'dır. Sortiman 64 S'dir. Lüle uzunluğu 6.5–7.0 cm'dir. Karacabey Tarım İşletmesi'nde geliştirilmiştir. Güney Marmara Bölgesi’nde yayılmıştır. 

Hayvan Üretimi | Tahirova Koyunu Özellikleri

Hayvan Üretimi | Tahirova Koyunu Özellikleri
Tahirova koyunu, süt verimi yüksek bir koyun ırkı olarak yetiştirilmiştir. Trakya, Marmara ve Ege Bölgeleri’nde yetiştirilen Kıvırcık koyunu ile Alman süt koyunu Doğu Friz’in melezlenmesi ile elde edilmiştir.
Bu çalışma, Tigem’e bağlı Tahirova Tarım İşletmesi Müdürlüğü tarafından gerçekleştirildiği için yetiştirilen melez koyuna Tahirova koyun ırkı ismi verilmiştir.
Bu melezlemede amaç, ülkemizin koyun eti ve koyun sütü üretiminin arttırılmasına yönelik bir çalışma olarak bilinmektedir.
Tahirova Koyunu Özellikleri:
Vücut, baş ve bacaklar beyazdır. Tahirova koyun ırkında koçbaşı görünümü hakimdir. Koyunlar boynuz görülmezken, koçlarda boynuzlulara rastlanabilir. Kuyruk yapısı ince ve yapağısızdır.
Meme yapısı sütçü koyun ırkı özelliğine has olan bir yapıya sahiptir.
Tahirova Koyunu Verim Özellikleri:
Dişi ergin koyunlarda canlı ağırlık 50-55 kg. Erkek koyunlarda ise 70-80 kg ortalamasındadır. Etteki randıman % 50 dir.
Tahirova koyun ırkı laktasyon süresi 200 gün ortalamasında olup, süt verimi 240 litre ortalamasındadır. Bu rakamlar bakıma göre artar ve azalır.
Kuzulama oranı % 160 civarındadır. Yeni doğan kuzu 4 kg civarında olur. Üç ay sonra 25-30 kg ortalamasında canlı ağırlığa ulaşabilir.
Ergin koyunlarda yapağı verimi yıllık 2 kg. ortalamasındadır.
Tahirova koyun cinsi ülkemizde yetişen diğer yerli koyun ırkları içerisinde kuzu verimi, süt verimi ve et verimi yüksek koyun cinsi olarak bilinmektedir.
Koyun ırkları ve özellikleri yetiştirildikleri bölgeye adapte olabilmelerine bağlıdır. Tahirova koyun ırkı Tahirova Tarım İşletmesi tarafından Marmara ve Ege Bölgelerinde yetiştirilebilecek koyun ırkı ve özellikleri taşıması bakımından önemlidir.
Tahirova koyunu, Marmara bölgesi ve Ege Bölgesinin kuzey kısımlarına adepte olmuş ve bu bölgedeki koyun yetiştiricileri tarafından benimsenmiş ve yetiştirilmesi için aranılır hale gelmiştir.

Hayvan Üretimi | Merinos Koyunu Özellikleri

Hayvan Üretimi | Merinos Koyunu Özellikleri

Merinos koyunu 
Merinos koyunu, dokuma endüstrisinin işlevi ve kaliteli yapağı üretimi için, yetiştirilmektedir. Merinos koyunları kullanılarak, Anadolu’ daki değişik koyunlarla melezleme ile, merinoslaştırma sonucuna gidilmiştir. Bu melezme çalışma sonucu yapağı verimi yüksek koyunlar Karacabey Merinosu, Malya Koyunu, Anadolu Merinosu ve Konya Merinosu elde edilmiştir. Bu çalışmalar başlamadan önce 1935 yılında merinos çiftliği Devlet tarafından kurulmuş ve melezleme çalışması bundan sonra başlamıştır.
Merinos Çiftliği 1935 yılında o zamanki adıyla Karacabey Harası bünyesi içinde çalışmalarına başlamıştır. Şimdiki adı Karacabey Tarim İşletmsi olan bu kurumdam merinos damızlık koyun satışı yapılmaktadır.
Bu merinoslaştırma çalışması yapılan bu koyunların özellikleri :
1- Yapağı verimleri yüksektir. Yapağı verimleri yerli koyunlardan üstündür.
2- Bütün vücutları beyaz renklidir. Malya koyunu dışındakilerde kuyruk ince ve uzundur.
3- Canlı ağırlıkları diğer yerli koyunlardan yüksektir.
4- Merinos melezleri Orta Anadolu iklim şartlarına uymakta biraz zorlanmaktadırlar.
Türkiye’ de melezleme yapılmış yapağı verimi yüksek koyunlar şunlardır.
Karacabey Merinosu :
Alman et merinosları ile Kıvırcık koyunlarının melezlemesi yöntemi ile çiftleştirilmesi sonucu elde edilmiş bir koyundur. Büyük çoğunlukla % 90 gibi Merinos koyun geni taşırlar.
Vücudu komple beyazdır. Kuyruklar ince ve uzundur. Boyun kuvvetli geniş, sırt düzgün, sağrı geniş ve az düşüktür. Butlar dolgun ve derindir.Yapağısı bir boyda ve incedir. Ortalama canlı ağırlıkları 50 – 55 kg civarındadır.
Kuzularda gelişme hızlıdır. Yapağı verimi yıllık 3 ila 3.5 kg arasındadır. Bir laktasyondaki süt verimi 60 – 70 litre civarındadır.
Karacabey Tarım İşletmesinde yetiştirilmiştir. Güney Marmara bölgesinde yetiştirilmektedir.
Malya Koyunu :
Alman et merinoslarla Akkaraman koyunlarının melezlemesi yöntemi ile oluşturulmuştur. Akkaraman koçlarla yapılan melezlemede % 40 civarında merinos geni taşıyan yarım yağlı kuyruklu Malya koyunu üretilmiştir.
Vücut tamamen beyazdır. Baş ve ayaklarda siyah lekeler bulunabilir. Kuyruk yarım yağlıdır. Yapağı verimi Akkaramandan yüksektir. Vucudu incedir. Canlı ağırlık ortalama 45 – 50 kg civarındadır.
Kuzularda gelişme hızlıdır. Yapağı verimi 2.5 ila 2.8 kg civarındadır.
Ortaanadolu’ da Malya Tarım İşletmesinde melezleme çalışması yapılarak üretilen Malya koyunu Ortaanadolu bölgesinde yetiştirilmektedir.
Anadolu Merinosu :
Alman et Merinosu ile Akkaraman dişi koyunlarının melezlemesinden elde edilmişlerdir. % 80 civarında merinos geni taşırlar.
Bütün vücudu beyazdır. Yapağısı uzun, sık ve bir örnektir. Koyunları boynuzsuzdur. Koçlarında nadiren bonuz bulunabilir.İri ve geniç yapılıdır.Kuyruk ince ve kısadır. Ortalama canlı ağırlıkları 55 – 60 kg. civarındadır.
Laktasyon süresi 120 gün ortalamasındadır. Bir laktasyonda 70 – 80 litre civarında süt verir. Yapağı verimi 3 ila 3.5 kg arasında değişir.
Ortaanadolu Gözlü Tarım İşletmesinde çalışılarak yetiştirilen Anadolu merinosu Orta Anadoluda yetiştirilmektedir. Aynı zamanda Akkaraman koyunlarının ıslahındada kullanılmaktadır.
Konya Merinosu :
Konya Merinosu, G2 ve G3 düzeyindeki Alman et merinosu Akkaraman melezi koyun ve koçların birleşiminden elde edilmişlerdir. % 90 civarında merinos geni taşırlar.
Vücut, baş ve kuyruklar beyazdır. Kuyruk ince ve uzundur. Koyunlar ve koçları bonuzsuzdur. Akkaraman koyunlara göre iri ve geniş yapılı bir yapıya sahiptir. Ortalama canlı ağırlıkları 55 – 60 kg civarındadır.
Bir laktasyonda süt verimi 50 – 60 litre civarındadır. Ortalama yapağı verimi 3.5 ila 4 kg arasında değişir.
Konya Tarım İşletmesindeki çalışmalar sonucu üretilen Konya merinosu Saf olarak yetiştirilmekle beraber Akkaraman koyununun ıslahı içinde kullanılmaktadır. Konya merinosu Ortaanadolu Bölgesinde yetiştirilmektedir.
Merinos Koyunu Anadolu’ da yetiştirilmesi 1933 yıllarından itibaren başlamıştır. Anadolu’ da bulunan çeşitli koyun ırkları ile melezleme yapılarak yöreye uyumu sağlanmıştır. Yapağı verimi ve kaliteli yünü ile her zaman gündemde olan merinos koyununun yapağısı birinci sırada halen dokumacılıkta kullanılmaktadır.

Hayvan Üretimi | Koyunculuk Tarım Takvimi

Hayvan Üretimi | Koyunculuk Tarım Takvimi

Koyunculuk Tarım Takvimi


Ocak-Şubat hayvan üretimi
Mısır silajı, elma posası silajı, pancar posası gibi su oranı yüksek olan kaba yemler ile yapılan beslemede özellikle ahır tabanı kuru tutulmalı ve altlık miktarı artırılmalıdır.
Gebe hayvanla fazla miktarda kuru yonca otu ve baklagil samanları verilmemelidir.
Özellikle doğumu yaklaşan hayvanlara, gebelikten kaynaklanan rahatsızlıkları önlemek amacıyla koyun başına günlük 250 gr. tahıl (Arpa, Yulaf,Mısır danesi karışımı) ile beslemeye başlayın.
Bu dönemde koçların veya diğer hayvanların koyunları rahatsız etmemesi ve onları kovalamaması için aynı alanda tutmayın.
Koyunların önlerindeki yemlik yeterli uzunluk ve genişlikte olmalı, yemliklerde yeterli yem bulunmasına ve birbirlerini sıkıştırmamalarına dikkat edin.
Gebe hayvanlar hendek, eşik ve dar kapılardan geçirmeyin, koyunların kuzulamadan önce atlayacakları, birbirini sıkıştıracakları veya tırmanmak zorunda kalacakları yapı ve materyallerden kaçının ve engelleyin.
Mart-Nisan hayvan üretimi
Bu dönemde özellikle kuzulu koyunların bakımına önem verilmelidir. İkiz kuzulu olan koyunlara ilave tahıl karmaları verilmelidir.
Sürü eğer meraya çıkarılacaksa özellikle taze yeşil yemlerden kaynaklanabilecek problemlere karşı dikkatli olunmalı mutlaka enteretoksemi (çelerme) aşısı yaptırılmalıdır Meraya çıkan hayvanların bakımına önem verilmeli gerekiyorsa ilave tahıl karmaları ile hayvanlar desteklenmelidir.
Yoğun kuzu besisi uygulanacak kuzular sütten kesilerek programa alınmalıdır.
Ağılda beslenen hayvanların altlıkları kuru olmalı havalandırma iyi sağlanmış olmalıdır.
Bahara çıkışta Ağıl içerisinde badana boya ve dezenfeksiyon işlemleri yapılmalı ve ağıl tabanı temizlenmelidir, paraziter mücadele mutlaka yapılmalıdır.
Aşılama programı gereğince bu aylarda uygulanacak olan aşılar yaptırılmalıdır.
Hayvanların tırnak ve boynuz bakımları yapılmalıdır.
Mayıs-Haziran hayvan üretimi
Bu aylarda tamamen mera otlatılmasına geçilir. Ova yörelerde gece yayılımına geçilir.
Kırkım hazırlıkları bitirilip, Mayıs ayının sonunda kırkıma başlanır (kırkıma önce kısırlardan başlanılmalı, müteakiben şişek ve toklular, daha sonra da sağmallar kırkılmalıdır.) Kırkımı biten sürü kontrol edilerek, anaç sürünün %20’si ayıklanır. Yerlerine aynı oranda dişi toklu alınarak, sürü sayısı tamamlanır. Anaç koyunlardan, verimleri iyi görülebilenler, gerekirse bir yıl daha sürüde kalabilir.
Mayıs sonunda bütün koyunlar, dış parazitlere karşı etkin ilaçlarla hazırlanmış banyodan geçirilir.
Kırkımı yapılmış hayvanlar teker teker elden geçirilerek, kasaplık olanlar damızlıktan çıkarılıp, satılır. Daha önce besiye alınmış kuzular da bu ayda satılır.
Hayvan sıtması, ayak iltihabı, şap agalaksi (süt kesen)gibi hastalıklar bu ayda görülebileceğinden, tedavileri ve yapılmamış aşıları tamamlanmalıdır.
Temmuz-Ağustos hayvan üretimi
Mera ihtiyacı tamamını karşılayabilecek durumdadır. Mümkün olduğu takdirde, koyunlar serin ve yükseklerdeki meralara çıkarılır.
Hayvanlar her ne kadar meralarda besleniyorsa da yem yetersizliği bakımından takviye yemleme yapılır. Özellikle kuzular için özel besleme yapılmalıdır. İlkbaharda doğan kuzularda kırkım başlar.
Koyunlarda kırkım devam eder.
Gece yayılımı yapılır. Koyunlar gündüzleri kırda, kuzular ise etrafı çevrili(çit, çalı) yerlerde veya çevresi açık ağıllarda yatırılır. (Özellikle, geceleri zehirli otların bulunduğu meralara ve yeşil yoncalıklara, fazla miktarda başak kalmış tarlalara hayvanların bırakılmasından kaçınılmalıdır.)
Gelişmeyen kuzular satılır.
Çeşitli hayvan hastalık ve zararlılarına karşı mücadele edilir.
Eylül-Ekim hayvan üretimi
Meralar kuruduğundan, bu ayda koyunlara ek yem ve yonca verilmelidir. Yonca biçiminden iki-üç gün sonra, kurutularak verilmelidir. Pancar yaprakları yedirilirken dikkat edilmeli aşırı miktarda pancar yaprağı otlatılmamalıdır.
Ağılların gerekli badana, tamirat v.s. işleri yapılır, hasıl, mısır ve diğer yeşil yemlerin silajı yapılarak kışa hazırlık yapılır. gerekli yem stoku yapılır.
Koç katım dönemi geldiği için hayvanların bakımına ve beslenmesine dikkat edilir. Koç katımı yapılır.
İyi olmayan hava şartları ve ek besin verilememesi gibi şartlarda; gelişebilecek gebelikle ilgili hastalıklarda, zaman geçirmeden tedavi yoluna gidilmelidir.
Kasım-Aralık hayvan üretimi
Gebe hayvanların beslenmesine dikkat edilmeli, yonca kuru otu ve Baklagil samanı gebe hayvanlara verilmemeli.
Kuzulama tarihi çok yakın olan analar, ağıl yakınlarında otlatılır. İyi ve uygun bir bakım ve beslenme ile, koyunlar doğum sırasında yüksek bir kondisyonda tutulur.
Gebe ve doğum yapan koyunlara, ilave kesif yem verilir. İyi havalarda, koyunlar meraya çıkarılır. Güneşli ve yağışsız günlerde, yemleme işlemi ağıl dışında yapılır.
Doğan kuzular, hemen ayrı temiz bir bölmeye alınır; göbek kordonu tentürdiyoda batırılır. Birkaç gün bu işleme devam edilerek, gazlı bez ile bağlı tutulur.
Belirgin bir kuzu ishali görüldüğünde, derhal koruyucu önlemler alınır. Gerekli görülürse, septisemi serumu uygulanır.
Doğan kuzular kuzuluklara alınır, günlük zorunlu bakımları yapılan kuzular sabah ve akşam analarını emmeleri sağlanır.
Hastalıklardan korunmak için, ağılların teknik ve hijyenik koşullara uygun olması sağlanır.
Mısır silajı, elma posası silajı, pancar posası gibi su oranı yüksek olan kaba yemlerle ile yapılan beslemede özellikle ahır tabanı kuru tutulmalı ve altlık miktarı artırılmalıdır.
Merada veya anızda otlayan bahar kuzularına ilave tahıl verilmeli ve pancar yaprakları yedirilirken dikkatli olunmalı, fazla miktarda pancar yaprağı verilmemelidir.

Hayvan Üretimi | Koyun Yetiştiriciliği

Hayvan Üretimi | Koyun Yetiştiriciliği

HAYVAN ÜRETİMİ

www.hayvanuretimi.com


Hayvan yetiştiriciliği fazla emek ve ilgi gerektiren zor bir üretim koludur. Yetiştirici, emeklerinin karşılığını elde etmek ve beklediği kazancı sağlayabilmek için işletme şeklini iyi seçmek zorundadır. Bu seçiş, arzu ve heveslerden çok hayvancılığın ilgili bulunduğu doğal ve ekonomik etmenlere göre yapılmalıdır. Bir örnekle belirtirsek kimi hayvan üreticisi damızlık yetiştirip satmaya kimi yetiştiriciler ise sadece üretilen ürünleri satmaya kimi işletmeler de hem damızlık hem de hayvan üretimi işletmelerini kendi yapılarında toplamış durumdadırlar.
Koyun yetiştiriciliğinde işletme şekli, her şeyden önce bölgenin doğal koşulları ve özel olarak tarım işletmesinin koşulları ile ilgilidir. Bunun hemen arkasından yetiştirme yönü hayvanların ve hayvanlardan elde edilen verimlerin değerlendirme şekli dikkate alınmalıdır. Başka bir deyişle açıklanmak gem kirse diyebiliriz ki. koyun yetiştiriciliğinde işletme şekilleri:
Üretim etmenlerine özellikle otlatma alanları ve yemlerden en etkili şekilde yararlanma.
Tüketicinin gereksinmelerini karşılama ve pazar isteği esasına dayanır.
Kimi ülkelerde ülke içindeki bölgelerde küçük tarım işleriyle uğraşan aileler, ellerindeki yemleme olanaklarına göre küçük sürüler besler; başka bir kısım ülkelerde ya da bölgelerde ise sınırsız otlaklar üzerinde binlerce başlık sürüler yetiştirilir. Bu iki üç durumun ortasına düşen durumlar da vardır. Sadece baş sayısına değil, yetiştirilen koyunların verim yönlerine ve bunlardan yararlanma şekillerinde de farklılıklar dikkati çeker. Bundan başka damızlık safkan koyunlar yetiştirildiği gibi sadece verimlerden yararlanılan açık otlak sürüleri de beslenir. Bir ülkede koyunculuğun gelişmiş durumda olması ya da ıslah çalışmalarının henüz başlangıç devresinde bulunması hangi işletme şeklinin daha kazançlı olacağına etkili bir etmendir.
Birleşik Amerika ‘da
Bu ülke büyük ve değişik karakter gösteren bölgelere ayıldığı için koyun yetiştiriciliğinde aşağıdaki işletme şekilleri göze çarpar.
Çiftlik sürüsü
Birleşik Amerika’nın orta güney ve doğu kısımlarında sulu tarım bölgelerinde yaygın olan koyun yetiştirme sistemidir. Genel olarak entansif ve çeşitli tarım sistemi uygulanan işletmelerde bu durum görülür. Başlıca amaç kuzu üretim olup yapağı ikinci planda tutulur. Genel olarak et tipi ırklar beslenir. Hayvan üretimi sürü kadroları 8-10 koyundan 400-500 koyuna kadar değişebilir.
Safkan sürü hayvan üretimi
Saf ırk koyun yetiştiricileri de çoğunlukla çiftlik sürüleri besleyen bölgelerde bulunurlar. Bu sürülerdeki hayvanlar safkandır ve ticari nitelikte büyük koyunculuk yapanlara koç satmak ya da başka saf sürü kuracaklara damızlık koyun satarak gelir sağlarlar. Saf sürülerde bakım besleme ve özen daha iyidir. Her hayvanın kaydı tutulur ve seleksiyon dikkatle yapılır. Kabiliyetlerini döle iyi geçiren hayvanlar damızlığa seçilir. Bu çalışmalar titizlikle yürütülür ve propagandası iyi yapılırsa yetiştiricinin kazancı da iyi olur. Bu gibi işletmelere “damızlıkçı işletme” demek mümkündür.
Otlak (mera) sürüsü
Birleşik Amerika koyunlarının %75’i batıda geniş otlaklar bölgesinde bulunur ve koyunlar otlak sürüsü yönetimi ile idare edilir. Her sürü deneyimli bir yada birkaç çobana terkedilmiş olup, sınırlandırılmamış geniş bir alanda hareket halindedirler. Kimi Güney Batı eyaletlerinde ise sürüler tel çit ile çevrili otlaklarda bulundurulurlar (Texas. New-Mexico). Avustralya da aynı durum görülmektedir.
Otlak bölgesinde kutu ya da yapağı üretimine verilecek önem derecesi. yağmur miktarına ve bitki örtüsüne göre değişir. Kurak ve yarı kurak bölgelerde otlak besisi kuzu yetiştirmesine uygun olmayan durumlarda yapağı üretimi büyük önem kazanır. Bu durumda koyunlar nispeten küçük yapılı ve ince yapağılıdır ve kuzular besiye tabii tutulmak için başka yerlere gönderilir.
Yarı kurak ve az nemli bölgelerde kuvvetli otlak bulunur ve kuzular çoğunlukta sütten kesimde kasaplık çağa gelirler. Bu durumlarda kuzu satışında büyük kazançlar elde edilir ve yapağı ikinci planda kalır. Bu bölgelerde koyunlar daha iridir. Rambouıllet ya da ince ve uzun yapağılı melezler çoğunluğu oluşturur ve kaba yapağı meydana getirirler. Kuzuları iyi kalitede et verirler. Burada bahsi geçen çeşitli işletme tiplerine üretim işletmeleri demek olasıdır.
Kuzu besiciliği
Kuzu besisi koyunculuk içinde son derece uzmanlaşmış bir koldur. Bu çalışma kolunun çeşitli şekilleri vardır. Bunun en basit şekli, otlak koşullarının iyi olduğu yerlerde sütten kesilen kuzuların sonraki aylarda otlakta semirtilmesidir. Bu durumda kuzular yetiştiricinin kendi sürüsünden elde edebileceği gibi, başka sürülerden de satın alınabilir. En çok görülen şekil, besiye alınacak çağa gelmiş kuzuların diğer yetiştiricilerden satın alınması ve besiciler tarafından bunların başka yerlerde yeniden semirtilmesidir. Geniş ölçüde yapılan bu iş için, kuzulara otlaktan başka ayrıca yem verilmesi usuldendir ve böyle yapıldığı takdirde kuzu besisinden iyi ve kazançlı sonuç alınır. Sulak ve bol otlu vadiler, şeker fabrikaları ve un fabrikaları civarı. geniş tahıl anızları, ucuz yem temini bakımından kuzu besiciliği için uygun yerler olarak kabul edilirler.
Genel olarak her kuzu, iyi yemlendiği takdirde, hızla et yapar ve gelişir. Ancak etçi tipler ve erken gelişen tipler bu konuda daha çok tercih edilirler. Ayrıca yapağı-et tipi ana koyunlara başka bir etçi ırktan koç verip bunların melez kuzularını besiye almak çok daha olumlu sonuç vermektedir. Birleşik Amerika’da ve başka ülkelerde sadece bu amaçla melezleme yapılmakta ve melez döller kasaplık olarak besiye alınmaktadır. Bu tip çalışmalara son yıllarda çeşitli ülkelerde rastlanmaktadır.
Birleşik Amerika’da koyunların sağılması adet değildir ve süt koyunculuğuna rastlanmaz. Buna karşılık Avrupa ülkelerinde özellikle Akdeniz yöresinde süt koyunculuğu çok yaygın olup küçük aile işletmelerinin başlıca gelir kaynağını oluşturur.
Avrupa’da ve diğer ülkelerde
Aile işletmelerinde koyunculuk
Süt koyunu yetiştiren ülkelerin birçoğunda bağ-bahçe tarımı ile uğraşan aile işletmelerin 3-5 başlık küçük ev sürülerine rastlanır. Süt koyunları genel olarak fazla özen ve iyi bakım besleme istediğinden aile işletmelerine tam olarak uymakta ve en iyi sonucu vermektedir. Aile işletmelerindeki bu küçük koyun sürüleri bazen 10—15 başa kadar çıkarılabilmektedir. Türkiye’de. Marmara ve Ege Bölgelerinde bunun örneklerini görmekteyiz.
Göçer koyunculuk
Otlatma ve kışlatma bakımından büyük koyun sürülerinin il içinde çeşitli mevsimlerde bölgeden bölgeye göç etmesi şeklidir. Bu tip koyunculuk, özellikle geçmiş yıllarda daha çok göze çarpmakta ve dünyanın birçok bölgelerinde rastlanmaktadır. Zamanla boş arazilerin ve otlakların azalması ve göçer koyunculuğun yarattığı kimi sorunlar nedeniyle kimi memleketlerde önlemler alındı ve bu tip koyunculuk için kayıtlar kondu. Son yıllarda koyunculuğun belli bir otlak ya da çiftliğe bağlı olarak göç etmeden yapılması daha çok göze çarpmaktadır.
Türkiye’de göçer koyunculuk örneklerine rastlanmaktadır. Bu iş daha çok yaz aylarında yaylalara gitmek ve kış aylarında da kar tutmayan sıcak bölgelerde koyunlara zayiatsız kış geçirmek amacıyla yapılır. Güney Doğu Anadolu Bölgesinde ve Doğu Anadolu’nun kimi kesimlerinde ve kısmen Orta Karadeniz’de bu işletme tipine rastlamaktayız.
Kooperatif koyunculuk
Birçok üretim alanlarında olduğu gibi koyun yetiştiriciliğinde de kooperatifleşme çok olumlu sonuçlar vermektedir. Küçük yetiştiricilerin tek başına başaramadığı birçok işleri kooperatifler başarılı şekilde yoluna koyabilmekte ve bunun yararlı sonuçları yetiştiricilere iyi kazanç sağlamaktadır.
Koyun ırkının ıslahı, hakim beslemenin düzeltilmesi, ağıllar, süthaneler ve peynirhaneler kurmak, elde edilen ürünleri yüksek fiyatla değerlendirmek için kooperatifleşme mutlaka gereklidir. Kooperatif koyunculuğun değişik örneklerine rastlamaktayız. Almanya. İsviçre. Fransa ve başka Avrupa ülkelerinde özel koyun yetiştirilen bir kooperatif içinde birleşerek kendi problemlerini çözmek ve koyunculuğu kazançlı ve cazip hale sokmak için gayret gösterirler. Bu şekil, her zaman rastlanan kooperatif şeklidir.
Bir de kollektif çiftlik şeklinde kooperatifleşmiş koyunculuğa rastlamaktayız. Buna en iyi örnek İsrail’deki İvesi koyun yetiştiriciliğidir. Süt verimi için yetiştirilen İvesi koyunlarının iyi bakılması, devamlı verim denetimleri ve seleksiyon yapılması ve nihayet sütlerin tek elden toplanıp, işlenmesi için böyle bir organizasyona gerek vardır. İsrail bu konuda başarılı sonuçlar elde etmiştir. Fransa, İsviçre. Almanya ve başka Avrupa ülkelerinde kooperatifleşmenin olumlu örneklerini görmekteyiz.
Türkiye ‘de koyunculuk işletme şekilleri
Türkiye’de koyun yetiştiriciliğinde işletme şekillerini kısaca şöyle özetleyebiliriz:
Aile sürüsü
Süt tipi koyunculukta görülür. 3-5 baş yada 10-15 başlık sürülerden oluşur.
Çiftlik sürüsü
Genellikle çiftliklerde, öteki hayvancılık kollarının yanında 100-200 başlık sürüler şeklinde görülür.
Büyük sürüler
Sayıları 1000-2000 baş olan büyük koyun sürüleri (daha çok Doğu ve Güney Doğru bölgelerimizde görülür. Bunlarda bir ölçüde göçer durum görülür. Yazın yüksek yaylalara çıkarlar kışın ılıman bölgelerde kışlatılırlar.
Kaynakça
Ensminger, M.E., Parker, P.0., 1986 Sheep and goat science. The Interstate Primer. U.S.A.
Sönmez, R., 1974 Koyunculuk ve yapağı (2. Baskı) EUZF yayın No: 108
Sönmez, R., Özkan, K., 1983. Türkiye’de Koyun ve Keçi üretim sistemleri. AZF Uluslararası Akdeniz Bölgesi Koyun ve Keçi üretimi sempozyumu. Ankara.

SLider